19 Ekim 2015 Pazartesi

Kelimelerin İnsandılar

İnsan olmak ne demek bilmiyorum son günlerde, açıkçası bir kavram karmaşası yaşıyorum. Sadece seyirci olduğumuz, garip olaylar yaşıyoruz,içimde bir huzursuzluk hakim;ama asla umutsuzluk değil. Biliyorum ki bir gün benim masum çocuğumun gözlerindeki ışıltı gibi pırıl pırıl bir dünya özleminde olanlar galip gelecek tüm kötülüklere. Tüm evrenin barış içinde yaşadığı; nedensiz, niçinsiz, neye ait olduğun - neye sahip olduğun gözetilmeden temiz yürekle herkesin birbirine bakabildiği güzel günler bizimle olsun ne diyelim.Anne merhametinin, baba şefkatinin, insan vicdanı ve onurunun tüm bölünmeri yendiği günler... Bu güzel Nazım Hikmet şiiri de benden size armağan olsun:)
Bu geç vakit
bu sonbahar gecesinde
kelimelerinle doluyum;
zaman gibi, madde gibi ebedî,
  göz gibi çıplak,
el gibi ağır
                     ve yıldızlar gibi pırıl pırıl
 kelimeler.
Kelimelerin geldiler bana,
yüreğinden, kafandan, etindendiler.
Kelimelerin getirdiler seni,
onlar : ana,
  onlar : kadın
          ve yoldaş olan...
Mahzundular, acıydılar, sevinçli, umutlu, kahramandılar,
              kelimelerin insandılar...
Nazım Hikmet Ran.

4 Ekim 2015 Pazar

Kampçıyız Biz

Mahir’in Kamp Rotası-1
Gökova Orman Kampı

Sürekli ağlayan, uykusuz on bir aylık bir dünya tatlısıyla tatile çıkmak bile çılgınlık gibi görünürken çadır kampı yapmak tam bir çılgınlıktı ve biz yaptık hem de bir ay. Miniğimin bu bir ay içinde altı diş çıkardığını ama yine de hepimiz için muhteşem bir deneyim olduğunu söylemem gerek.
Kampımızı Gökova Orman Kampında yaptık. Alan oldukça geniş ve bol ağaçlıklı. Kamp içinde kampa özel pek çok koy ve meşhur Gökova plajına bağlantı yolu var.
Gelen insanların çoğu oldukça iyi komşuluklar yapan birbirine yardımcı olan hatta uzun yıllardır aynı yere geldikleri için orayı evi gibi benimseyip güzelleştiren insanlar. Bazı çadırların çadır olduğuna inanamazsınız bahçesinde havuz bile kuranlar var. Kamp denize oldukça yakın, ayrıca kampın içinden inilen harika koylar var. Gökova merkeze de yakın olması acil durumlarda eczane ve sağlık merkezine ulaşma endişemi ortadan kaldırdı. Hastaneye umarım gereksinim duymazsınız, çünkü bunun için Muğla’ya gitmeniz gerekir ki bu da yaklaşık yarım saat. Merkezde alış veriş yapabileceğiniz pek çok market var, biz genelde marketlerden alışverişimizi yapıp pratik ama besleyici yemeklerimizi yapmaktan büyük keyif aldık. Kampı  neredeyse sadece konaklama amacıyla kullanıp civar keşiflerine yoğunlaştık. Açıkçası konaklama ve yemek kısmı oldukça ekonomik oldu bizim için, asıl parayı gezmeye harcadık.

Peki bulunduğumuz noktadan nerelere gittik ondan bahsedelim. Biz daha önce Gökova’ya geldiğimiz ve tekne turuna katıldığımız için bu yıl tekne turuna katılmadık ama merkezden mutlaka tekne turuna katılmanızı öneririm. Koylar harika…Hele Kleopatra plajı şahane.
Yine merkezden kalkan Azmak turu yapan tekneler yedi liraya biz bu yıl onu denedik, gelmişken yapmamak olmazdı. Azmağın buz gibi suyu ve akvaryum gibi görüntüsü şifa niyetine görülebilir. Yanda gördüğünüz Azmak kenarındaki yerlerden birinde buz gibi suyun içinde keyif de yapabilisiniz:)
Ayrıca oraya kadar gitmişken uğrayabileceğiniz yerler arasında bence en muhteşemi Akbük. Bunun dışında Sultaniye Kaplıcaları, İncekum, Dalyan-İztuzu, Marmaris, İçmeler uğrayabileceğiniz diğer yakın yerler. Biz elbette ki uğradık; hatta abartıp Fethiye ve Bodrum'a da günübirlik uğradık. Değdi mi derseniz, valla değdi:)Bunlarla ilgili detaylı yazı ve resimler bir sonraki yazıya