21 Şubat 2015 Cumartesi

Başarıya Giden Yol


Malum ülkemiz her şeyin sınava endekslendiği bir sistemin içinde ve hepimiz bu sistemin içinde koşturan yarış atları gibiyiz. Gözlemlerim ve deneyimlerimin bana öğrettiği bir şey var; bir işin başında kaç saat geçirdiğiniz değil, bu saatleri nasıl geçirdiğiniz önemlidir. Hayatımızın her alanı için geçerli olsa da şu anki konumuz ders çalışmak.Dolayısıyla bu, ders çalışırken de göz önünde bulundurmamız gereken altın bir kural.Meşhur bir hikaye vardır, o hikayeyi bir hatırlayalım isterseniz:

"Bir zamanlar gür ağaçlarla dolu bir ormanda iki oduncu ağaç kesiyorlardı. Birisi sabahları diğerinden çok daha erken kalkıyor, ağaçları kesmeye başlıyor, bir ağacı devirir devirmez hemen ötekini kesmeye başlıyordu. Dinlenmediği gibi, öğle yemeği için bile kendine zaman ayırmıyordu. Akşamları ise arkadaşı eve döndükten sonra bile çalışmalarını sürdürüyordu.
İkincisi ise, ağaç keserken zaman zaman dinleniyor, öğleyin güzelce karnını doyuruyor, akşamüzeri de evine dönüyordu.
Bir süre sonra, ikisi de kestikleri odunları ayrı ayrı dizmeye başladılar. Sonuç şaşırtıcıydı. İkinci oduncu, çok çalışan arkadaşından neredeyse iki kat daha fazla odun kesmişti.
Çok çalışan adam, hayretler içinde: “Nasıl olur, anlamıyorum?” dedi. “Ben senden daha çok çalıştım halbuki…” Öteki durumu, gülümseyerek açıkladı: “Ortada anlaşılmayacak bir şey yok.Doğru, sen durmadan çalıştın, ben ise arada oturup dinlendim; dinlenirken, bir yandan da baltamı biledim. Baltam keskin
olduğu için daha az çabayla daha çok odun kesebildim.”

 Etrafımızda sabahlara kadar ders çalıştım niçin hala düşük not alıyorum ya da başarısız oluyorum diyen o kadar çok öğrenci var ki, kimi çocuğumuz kimi yakınımız kimi öğrencimiz. Oysa keramet sabahlara kadar durmaksızın çalışmakta değil verimli, planlı ve kendini tanıyarak çalışmakta. Zira zihnimizin ve ruhumuzun dinlenmeye, beslenmeye ve geliştirilmeye ihtiyacı var. Aksi takdirde bilmeliyiz ki nasıl sürekli dörtnala koşan yarış atı bitiş çizgisine varamadan yarış dışı kalırsa, plan ve taktik geliştirmeden zihninze nefes alma fırsatı vermeden çalışanlar da hedefe ulaşamazlar.

Sözün özü  "verimli çalışmak=programlı çalışmak"tır. Aslında zamanı  programlamak da hayatı programlamaktır.
Hiç ara vermeden çalışmaya kalkarsanız algılama düzeyi bir müddet sonra düşmeye başlar. Çok ara vererek çalışmaya kalkarsanız bu sefer hatırlama  eğrisi hızla düşmeye başlar. En iyisi, ikisini dengelemek! Başarıya ulaşmak isteyen bir öğrencinin, zamanını günlük olayların akışı içinde rastlantılara bırakmadan, esas amacı doğrultusunda planlı olarak kullanması gerekir.Kendini tanıyan insan kendine uygun çalışma yöntemlerini bulabilir. Yöntemin kişiye ve hedefe yönelik olması çok önemlidir. Zira" Gideceği yeri bilmeyen bir gemiye hiçbir rüzgar yön veremez.". Başarı, yolu ve hedefi uygun yöntemlerle birleşen bu kişiler için kaçınılmazdır. Zira "siz neye hazırsanız o da sizin için hazırdır."(Mark Victor Hansen)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder